21. Yüzyılda Dünyanın Düz Olduğuna İnanlar Var

Birazda kafa dağıtalım yada kafa yakalım 🙂

Dünyanın şekli kutuplardan basık, ekvatordan daha geniştir. Fakat 21. yüzyılda hala dünyanın düz olduğuna inanan insanlar var. Youtube’de çok sayıda video’lar da mevcut…  Bunlardan birinde Dave Murphy Makedonya Ulusal Televizyonunda yayınlanan Late Night with Milenko isimli programda Düz Dünya’nın temellerini anlattı.

Düz dünya topluluğunun iddialarından bahsedelim.

1. Dünya etrafında uçan bir uçak her 5 dakikada bir burnunu aşağı doğru yönlendirmeli ki arza paralel kalsın… Bu arada her tür eğimde dünyaya yani arza paralel kalan jiroskop cihazı vardır. Fakat uçan bir uçakta jiroskop hep dik duruyordu, hiç geriye doğru hareket etmiyordu. Acaba dünya düz mü?

2. Islak bir tenis topunu hızla döndürürseniz üzerindeki suyu ekvator hizasından fırlatır. Yani ilk önce su ekvator hizasında toplanır. 

Dünyamız hızla dönüyormuş… O zaman neden ekvatorda kara var?

3. Dönen dünya ile ilgili bir diğer şey ise yıldızlar meselesi… Dönüşün tam tepesinde Kutup Yıldızı olan Polaris yıldızı vardır. Kuzey kutbunun tam tepesindedir. Diğer yıldızların Polaris etrafında dönmesi dünyanın 1000 mil hizla dönmesi ile açıklanmaktadır.

Kuzey yıldızına bakan uzun mesafeli bir kamera koyarsanız yıldızların mükemmel bir tur attığını görürsünüz. Bu kadar karmaşık hareketler içerinde yıldızlar kusursuz bir çember çiziyorlar. Aslında dünya değil yıldızlar dönüyor.

4. Belford kanalı 6 mil boyunda uzanmaktadır. Samuel Rowbotham adında bir adam teleskopu sudan 8 inç yukarıya yerleştirdi. Elinde kırmızı bayrak olan arkadaşı bir sandalla kanalın sonuna kadar gitti. Sandalın arkasındaki bayrak hala görünüyordu. Küresel trigonometriye göre dünyada her 1 mil karede 8 inç eğim vardır. 5 mil sonra 5×5=25 mil kare ve 25 mil kare x 8 inç = 200 inç bu da yaklaşık 4,87 metre demektir. Sandal ufuğun 4,87 metre altında kalmalıydı fakat sandal hala görünüyordu. Dünya kusursuz şekilde düzdür…

5. Aynı şekilde açık denizlerde kaybolan geminin durumu dünyanın eğimi ile açıklanmaktadır fakat aynı noktadan teleskop ile bakılırsa geminin hala orada olduğu açıktır. Gemi uzaklaştıkça yine kaybolur ardından zoom özelliği daha iyi olan bir teleskop ile gemi tekrar görülebilmektedir.

Michigan gölünden çekilen fotoğrafta ise Chicago şehri görünüyordu. Bu imkansızdı fakat şehir gün gibi ortadaydı. Aslında tüm mesele görüş mesafesidir. Uzaklaşan cisimler görüş mesafemizden çıkmış ise görünmez olurlar fakat daha iyi bir cihazla bakılırsa tekrar görünürler. Yani dünya düzdür…

Görüş mesafesinin yanında perspektif etkisi de vardır. Uzun bir koridor sizden uzaklaştıkça 1 noktada birleşir ve yok olur. Aslında koridor devam etmektedir fakat perspektif etkisi bunu görmemizi engellemektedir.

6. Bir diğer kanıt Bolivya’da bulunan Salar De Uyuni gölü… Tuz düzlüğüdür ve 100 mil genişliğinde 80 mil uzunluğundadır. Hafif yağmur yağdığında ayna özelliği kazanmaktadır ve bir uçtan diğer uç mükemmel şekilde görünmektedir. yani dünya düzdür…

7. NASA’nın bulut haritasını özensizce Copy Paste ile yapması da resimlerin gerçekliğini sorgulatmaktadır.

8. Güney yarım küreden kalkan uçaklar 1 saat sonra kayboluyor inişten 1 saat önce tekrar beliriyor. Bunun hiç bir açıklaması yok. GPS güney yarım kürede çalışmıyor mu?

9. Düz dünya haritasında rotalar ve mesafeler tamamen farklıdır. Aşağıdaki görüntüde direk karşıya uçan uçak Alaska’ya acil iniş yapmak zorunda kalıyor.

Düz dünya haritasında bu olaya bakacak olursanız aslında acil iniş yapılan rota tamamen düzdür. Yani en kısa yol olacak şekilde acil iniş yapılmıştır. Küresel haritada yol uzatılmıştır 🙂

10. Antartika kıtası küresen dünyada güney kutbundadır fakat düz dünyada etrafı çevrelemektedir.

Düz dünya haritasında tamamen dünyayı çevreleyen Antartika kıtasına gitmek yasakmış… İddiaya göre 12 devlet, 2. Dünya Savaşı sonunda Antartika ile ilgili bir anlaşma imzalamış, bu anlaşmaya göre Antartika hiçbir devlete ait değildir ve sivil ya da askeri hiç kimsenin girmesine izin verilmeyecek ve gitmek izne tabi olacaktır. Acaba neden?

Düz dünyaya göre Güney kutbundan hiç geçilmemiştir. Sonuçta bu sonsuz bir döngü ile dünya etrafında tur atmak anlamına gelmektedir. Ayrıca Amiral Byrd 4 kez Antartika’ya gitmiş ve Amerika kadar büyük bir kıta bulduğunu söylemiştir. Burayı Güney kutbunun öte tarafı yani orta Amerika’nın hizası olarak tarif etmiştir ve Küre Dünya’ya göre burası Hint Okyanusunda bir kıta olmalıydı. Fakat öyle bir kıta yoktu… Airal Byrd’ın son seferinden sonra Antartika kıtası mühürlendi.

11. ABD ve Rusya gökyüzünü nükleer füzeler ile vuruyor… ABD bu çalışmaya Operation Fishbowl ismini verdi, yani Akvaryum Operasyonu… Ne güzel isim dğil mi? Acaba dünya sınırları hiç aşılmamış mıydı? Bir akvaryum içerisinde mi yaşıyoruz? Belkide Amiral Byrd gök kubbenin sınırını bulmuştu ve ABD bu sınırı bombalar ile aşmaya çalışıyordu. Ya da bu kubbe nereye kadar gidiyordu? Bunu anlamaya çalışıyorlardı… Bombaların patlama şekline bakarsanız sınırları göreceksiniz…

12. Bulutlardan süzülen ışığa bakın ! Acaba güneş sandığımızdan daha mı yakın? Açılı gelen ışığı takip edin. Çok çok çok uzakta olan güneşten bu şekilde açılı ışık gelebilir mi? İşte burada düz dünyacılar güneşin dünyaya olan mesafesinin 3100 mil olduğu iddia ediyor.

13. Düz dünyacılara göre güneş ve ay tepemizde birbirlerini kovalıyorlar. Antartika Kıtasına ve Kuzey noktasına da yeterli miktarda güneş ışığı değmediğinden buzullar vardır.

Tepemize gelen güneşi tam görürken bizden uzaklaşan güneş görüş mesafemizden çıktıkça küçülüp yok oluyor ve battığını düşünüyoruz…

14. Ayrıca bir deney ile ay ışığının cisimleri soğuttuğu da görülmüştür. Yani güneş ısıtırken ay soğutmaktadır. Acaba ay güneş ışığını yansıtmıyor da kendine has bir ışık mı üretiyor?

15. Peki ya Birleşmiş Milletler logosundaki harita? 😉

… ve daha nice iddialar. Devamı için aşağıdaki videoyu izleyebilirsiniz.

Bunlar yeni iddialar değil ama ben gibi siz de ilk defa duymuş olabilirsiniz 🙂 Arkadaş ortamlarınızda tartışılabilecek ilginç bir konu olabilir… Ama siz siz olun bilimle kalın 😉